Zaman zaman bir hayal yumağının içinde bulurum kendimi.Yumağın ucu ellerimdedir...O uçtan başlarım yumağı tersinden sarmaya. Öylesine renkli bir yumaktır ki bu. Sadece bana ait renklerle boyalıdır. Sadece bana aittir. Ben elimdeki yumağı sardıkça, içinde bulunduğum hayal yumağı daha bir genişler... İşte bu: Aşktır... Öyle bir an gelir ki, bir şey çıkarır beni bu yumağın içinden... İşte bu: Hayattır...Ve benim mücadelem her ikisini bir araya getirme çabasıdır...S.Ş.
Renklerin ahengini yitirmiş her kapıda Hüznümüz çiçek açar, sararırdı çehremiz. Bir bakışa ram olup, sürüklenen gövdemiz Mevsimler geçirirdi, bir an kadar zamanda. Heyulalarla süslü, kalbi kırık uykular Kuyu gibi yastıklar, rüyamızı emerdi Rabbin keremi bize; her rüya bir emeldi Örtünce üstümüzü yorgan gibi duygular Sonsuzluk çeşmesinden içmenin acısıyla Sinemizde gün batar, ay solar, dert üşürdü Bilmedik bu sevdayı bu gönle kim düşürdü Aklımıza kuş kondu, sevdanın sancısıyla Umut zehir zemberek, hicranımın yanında Zamanın nabzındayım, korkmuyorum yarından Dönsün dünyanın çarkı, usanmadan durmadan Ben yolcuyum sevgili, sen azıksın yanımda Yıldızların altında buğdaylar kadar sarı Sararan rüyamızı çalardı eşkiyalar Kalırdık çırılçıplak, utanırdı uykular Düşünürdük bu yolun bir de sonu olmalı.
Yorumlar
Yorum Gönder