Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

HAYALLERİNİ BİR SAPAN TAŞINA YÜKLEMİŞ ÇOCUKLAR İÇİN....

                                     "Pencerimin perdesini havalandıran rüzgar,           Denizleri köpük köpük dalgalandıran rüzgar,           Gİr içeri usul usul beni bu dertten kurtar."           Eskidendi o, şimdi ne bir evim var artık, ne penceresi, ne penceresinde rüzgarların havalandıracağı perdesi...          Gecelerden bir gece, saatlerden herhangi bir saatti.Esiyordun Ey Rüzgar sen yine tatlı tatlı...Penceremin perdesini havalandırıyordun. Kimbilir kimlerin perdelerine dokunup gelmiştin. Kimbilir kimlerin yanaklarına öpmüş, saçlarını okşamıştın. Kimbilir hangi hayalleri fısıldamıştın birilerinin kulaklarına.        Saat kaçtı, bilmiyorum. Ben senin neler fısıldaştığını duymaya çalışıyordum, bahçemde ki çiçeklerle. Sen sanki bir masal anlatıyordun onlara, uzak diyarlarda ki çocuklara ait.       Saatler geç'ti...çok geç...Sen, mutlu mutlu uyuyan çocukların gözlerinden alıp getirdiğin o hülyamsı huzuru tam gözkapaklarıma bırakıvermiştin ki...İşte "o a

İNSANLIK MESELESİ

                                                                      İnsanlığın unutulduğu bir zaman diliminde yaşıyoruz maalesef. Ve yine esefle söylüyorum ki, herbirimiz bir diğerimizin insanlığı unuttuğunu düşünüyoruz. Ve unuttuğumuz "insanlığı" unutulunca yok olan bir nesneymiş gibi vehmediyoruz.Hemen her durum ve vaziyette olduğu gibi bu hususta da kendimizi sütten çıkmış ak kaşık zannetmeye devam ediyoruz.              İnsan Eşref-i mahlukat ( yaratılmışların en şereflisi) olarak yaratılmıştır. En şerefli, en zeki, en becerikli, en kul derken bir bakıyoruz ki, belh-ü muadal (yaratılmışların en aşalığı), en aptal, en beceriksiz, en isyankar olup çıkmış. Kul yaratıldığında ona verilen bazı özellikler var. Bu özellikler onun iyi bir kul olmasını gerçekleştirecek özelliklerdir. Rabbimiz bizi tam donanımlı olarak yaratmıştır. Ben böyleyim, ben şöyleyim sözleri sadece laf-ü güzaf.              Kul doğar ve büyümeye başlar. İşte ne olursa o ara olur. Büyürken sahip çıkama

BEN GİDİYORUM (AVARE YAZILAR-1-)

                                                                                      Hafakanlar sarıyor beynimi...ansızın gelen arsız bir misafir gibi...nasıl davranacağımı şaşırıyorum. Şaşkınlığım geçmeden bir el yapışıyor yüreğime, mengene gibi. Sıkıyor... Sıkıyor...Daralıyorum.             Sanki nefesim içime sıkışıp kalmış...Aldığım nefesleri vermekte zorlanıyorum...Bir yumruk gibi boğazımı tıkıyor...              Ne? Nasıl? Niçin? Neden? Kim? Ne zaman? Nereye? Nereden? Kiminle? Kimsesiz...yalnız...çaresiz... Hissiz, hareketsiz...             Bir ışık, saran sarmalayan...Bir el, tutmak için...Bırakmamak üzre uzanan...Bir çıkış, bu hafakanlardan, bir kurtuluş....Aranıyorum...            Can havliyle yapışıyorum, yüreğimi mengene gibi sıkan o ele. Soğuk, buz gibi...var gibi... yok gibi...Birer birer açmak için parmaklarını çabalıyorum...Yüreğimi daraltan bu el neyin nesi, kimin bilmiyorum. Bazen bir yüz belli belirsiz görünür gibi oluyor, sisler içinde.Ama kim?...bir bilebils