Bu insanlık her zaman mı böyleydi, merak ediyorum. Herkes söyleniyor. Adam gibi konuşan derdini anlatmaya çalışan, sevincini dile getiren yok. Adamakıllı konuşamıyorsunuz kimseyle. Vizelerim sebebiyle şehirlerarsı yolculuk yapar gibi, Kartal'dan Beyazıt'a mekik dokuyorum onbeş gündür. Metrodur, otobüstür, vapurdur, tramvaydır, minübüstür binmediğim vasıta kalmadı. Eee sınavlara zamanında yetişmek lazım. Bir yandan ders tekrarı yapmaya çalışırken, öte yandan ister istemez, milletin dır dırlarını dinledim durdum. "Dır dır" diyorum çünkü öyleler. Şimdi çıkıp diyebilirsiniz; "Ya hu insan her zaman da gerekli şeyler konuşmaz ki" Haklısınız, ama bu konuşmalar da dır dırlanarak yapılmak zorunda mı? Yanında biri olan yanındakiyle, olmayan da (teknoloji sağolsun) telefonuyla, bu hususta adeta bir rekor kırma gayretindeler. Öyle ya da böyle, söylenmeden yaşamayı öğrenmeliyiz. Söylenmek, sonu olmayan bir kuyuya taş atmak gibidir. Kulağı tırmalayan kapı gıcırtısıdı...
Anladım işi, Sanat : Allah'ı aramakmış Marifet bu, gerisi yalnız çelik- çomakmış...