Ana içeriğe atla

Cümlemize Acil Şifalar

 Malumunuz bir yılın sonuna daha geldik. Hiç birimiz daha ne kadar yaşarız, daha neler görürüz bilmiyoruz. Bazılarımız için hayal kırıklığıyla geçen bir yıldı belki, bazılarımız içinse, hayallerinin gerçeğe dönüştüğü bir yıl. Bazıları mutlu mesut anlatacak ileride, bazılarımız ise üzgün. Ben hayat muhasebesinin yıllık değil, günlük yapılması taraftarıyım. Yıl çok uzun bir süreç. Bu sebeple, yazımı bir yılın muhasebesini yapmanın önemini anlatarak doldurmayacağım. İster muhasebe yapın ister yapmayın sizin bileceğiniz iş. Hiçbir hesaba girmeden önünü arkasını düşünmeden yaşa, düşünmeden konuş, sonra muhasebe yap. Ne kadar doğru bilemiyorum. Neyse, hiç yoktan iyi tabii ki. Evet bir yıl daha geçti. Diğer bir yıllar gibi. Ama saymayın kaç yıl oldu, kaç yaşındasınız; gerek yok. Yılları saya saya sadece yıllanırsınız. Her gün yeniden doğar insan. Her gün yenidir, bir öncekine benzemez. Yılların siz de bıraktığı izler üç beş beyaz tel ve yaşınızı ele veren çizgiler olmasın sadece. Siz, yılları izlerinizle süsleyin. Boşa geçmiş yıllar, hurdalık gibidir. Çok şey vardır ama işe yarar bir şey pek yoktur. Sık sık düşündüğüm bir şey var; doğduk, büyüdük, kendimize bir yol çizdik gidiyoruz. Bu yolda giderken ara sıra bazı patikalara sapsalar da bizimle beraber yürüyen eş, dost, akrabalarımız var. Kimisiyle kol kola kimisiyle yan yana, kimisiyle de birbirimizin yüzüne dahi bakmadan yürüyoruz bu yolda. Yol uzun, yol çetrefilli, yol yoldaşsız çekilecek gibi değil. Bu yolda çok şeye ihtiyacımız var var olmasına da en önemlilerinin doğru bir yol gösterici ve bir yol arkadaşı olduğuna inanıyorum. Malum, “kılavuzu karga olanın …..” diye bir söz var. Kılavuzunuz kim veya ne? Kimin önderliğinde çıktınız hayat yolculuğuna? İşte asıl muhasebesi yapılması gereken durum. İşte can alıcı soru. Bu yılın sonunda sadece bunu düşünün: kılavuzunuz sizi nerelere götürdü? Şu anda bulunduğunuz noktadan memnun musunuz? Kılavuzunuz size ne kattı? Size yol göstericilik yaparken, sizden neler talep etti? Size ne verdi? Verdiklerinin karşılığında sizden neler aldı? Bu alış veriş dengesi kimin lehine gelişti? Eski ve artılarını yazın bir tarafa. Sıralayın şöyle alt alta. Cesur cevaplar verin ama, kaçamak yapmayın. Yapmayın ki, bir şeyler değişsin hayatınızda. Aynı soruları yol arkadaş(lar)ınız için de sorun. Kendinize vereceğiniz en büyük ve en güzel yeni yıl hediyesi olur bu. Yeni yılla birlikte yeni bir hayata yelken açmanın tek ve rakipsiz yolu budur inanın. Yoksa sabahlara kadar içip çakırkeyif olmak, ya da ahlayıp vahlamak hiçbir şey kazandırmaz size. Hayatınızdan bir gün daha eksilir ve bir gün daha yaklaşmış olursunuz kendi kıyametinize. Orada görülen hesabınızın sonuçlarının yüzünüzü güldürmesini istiyorsanız, reçeteyi verdim. İster aç karnına, ister tok, ister sabah, ister akşam alın, fark etmez. Bu yeni yılda acil şifalar diliyorum, cümlemize…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aklımıza Kuş Kondu

Renklerin ahengini yitirmiş her kapıda Hüznümüz çiçek açar, sararırdı çehremiz. Bir bakışa ram olup, sürüklenen gövdemiz Mevsimler geçirirdi, bir an kadar zamanda. Heyulalarla süslü, kalbi kırık uykular Kuyu gibi yastıklar, rüyamızı emerdi Rabbin keremi bize; her rüya bir emeldi Örtünce üstümüzü yorgan gibi duygular Sonsuzluk çeşmesinden içmenin acısıyla Sinemizde gün batar, ay solar, dert üşürdü Bilmedik bu sevdayı bu gönle kim düşürdü Aklımıza kuş kondu, sevdanın sancısıyla Umut zehir zemberek, hicranımın yanında Zamanın nabzındayım, korkmuyorum yarından Dönsün dünyanın çarkı, usanmadan durmadan Ben yolcuyum sevgili, sen azıksın yanımda Yıldızların altında buğdaylar kadar sarı Sararan rüyamızı çalardı eşkiyalar Kalırdık çırılçıplak, utanırdı uykular Düşünürdük bu yolun bir de sonu olmalı.

ÇOCUK NEDİR?

                  Tuhaf bir soru oldu, öyle değil mi?       Sanki bilinmez bir şey miş gibi...          İşin aslı ben bu soruyu yazarken "bilinmez bir şey" değil de "yanlış bilinen bir şey" olduğu nu düşündüm. Bir çoğumuz bu sorunun cevabını bildiğini zanneder. Zannetmek diyorum, zira kişinin bildiğini sandığı şeyler dayanaksız olunca başka bir kelimeyle ifade edilemez.        Benim lügatimde çocuk," mucize"dir. Dünyanın hala dönmesine sebeptir, çünkü her doğan "mucize" bir umuttur. Umut, yaşamın kaynağıdır. Yaşam kaynağının yok olduğunu, ya da yanlış tüketildiğini bir varsayın... Ben, çocuk dediğimiz bu yaşam kaynağımızın yanlış tüketildiğini varsaymıyorum, çünkü eminim! Dünyadaki tüm sorunların temelinde yatan en birinci sebep bu yanlışlıktır. Bu yanlışlığa hala devam ediyor olmak, daha büyük bir yanlıştır. Böyle düşünmemin gerekçesi ise hepimizin bildiği ama sık sık unuttuğu bir keyfiyet. “Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, an

Eric Johnson